Köyceğiz Akdeniz’e doğru akarken, küçük dolmuş tekne Byblis’in gözyaşlarında ilerliyor. Dalyan’ın labirenti andıran zümrüt sularında süzülüyoruz. Uyanmış güneşin sıcaklığı, yüzümüze çarpan meltemle hafifliyor. Antik kral mezarlarının gözleri, şimdilerde kanalın karşısındaki renkli pansiyonları gözetliyor. Göl’ün Akdeniz’e tutulduğu Dalyan’da, antik şehirle ilgili günümüze kadar ulaşan efsaneleri fısıldıyor kral mezarları…
“Apollo’nun oğlu Karya Kralı Miletos’un ikizleri olur. Erkeğe Kaunos, kıza Byblis adı verilir. İkizler birbirlerine aşık olur. İkizlerin aralarındaki gizli aşk, bebekleri doğunca ortaya çıkar. Bu duruma kral çok kızar ve oğlunu ülkesinden kovar. Kaunos kendisini sevenlerle birlikte gider ve şimdiki Dalyan’ın karşısında kendi adını taşıyan kenti kurar. Byblis ise ayrılığa dayamayarak,
göz pınarları kuruyuncaya kadar gözyaşı döker ve sonunda bir kayadan atlayarak canına kıyar.”
Heradot’un anlattığı efsaneye göre, labirent gibi olan Dalyan kanalları Byblis’in göz yaşlarından oluştu.
Romalı tarihçi ve şair Ovidius ise efsaneyi biraz daha farklı anlatıyor: “Byblis Kaunos’a aşık olur. Byblis Kaunos’a bir mektup yazarak duygularını dile getirir. Kaunos ise Byblis’in duygularını öfke ve tiksinti ile karşılar. İkizini bir daha görmek istemeyen Kaunos, kendisini sevenlerle bilikte babasının ülkesini terk eder. Kaunos’a gelerek kendi adıyla anılan kenti kurar. Byblis ise karşılıksız kalan sevgisi yüzünden hayatına son vermek isteyerek, yüksek bir kayanın üzerinden kendisini atar. Ama Nympheler(su perileri) Byblis’e acır ve onu bir pınara dönüştürür. Byblis’in gözyaşları da nehir olur”